Haftasonu Kartı - H&M Home Türkiye'de / Weekend Card - H&M Home in Turkey




Eskiden daha çok yurtdışına çıkardım. Küçücük bir fırsat buldum mu biletlere bakmaya, planlar yapmaya başlardım. Bir gittiğim şehre aynı yıl içinde mutlaka ikinciye gitmek için uğraşırdım. Şimdilerde hem üşeniyorum, hem zaman bulamıyorum bu araştırmaları yapacak, hem de nereye gitsem ona karar veremiyorum.


Neyse işte, yurtdışına her çıktığımda H&M’e mutlaka birkaç kez uğrardım. En çok da dekorasyon ve çocuk bölümleri favorimdi. Türkiye’de olmamasına rağmen devamlı websitelerinden ürünlerine bakıp bakıp hayıflanırdım, ahh burada da olsa, basıp gitsek, şöyle bir gezsek, dokunsak, alsak, mutlu olsak… Ulaşamadıkça cazibesi artıp tutkuya dönüştüğü, sırf H&M Home’da gezebilmek için yurtdışına gitme planlarının yapılmaya başlandığı anda, bir dergide gördüm  H&M HOME reklamını, aa dedim, ne alaka, burada yok ki neden reklam vermişler, acımasızlığın da bu kadarı falan diyip hayıflanırken bir de baktım ki 18 Eylül’den itibaren Türkiye’de yazıyordu altında… Altınoluk’ta sahildeydik Funda ile çığlık atmışım birden sıçradı zavallım da, dedim kızım yaşadık, H&M Home geliyormuş!!! Ne yaşaması battık desene sen şuna dedi,  evimizin mali işler sorumlusu, sanki kocam…


Neyse, birkaç gün sonrada Lansmanı için davet maili aldım ki, kendisi benim ilk katıldığım Lansmandı. Bu ilki de H&M ile yaşamak ayrı bir zevkti tabii!!!

Her şey çok güzeldi,  gerçi o gün hala gözlük ile kendimi sudan çıkmış balık gibi hissettiğimden birazcık huzursuzdum ama bu alış veriş yapmama ve harika ikramlardan bol bol yememe mani olmadı. Evet ikramlar Food Project İstanbul  tarafından hazırlanmış ve tek kelimeyle nefisti. (Food Project Istanbul’u facebook’tan takip edebilirsiniz, ben uygun bir fırsat bulduğumda workshoplardan birine katılmayı planlıyorum. Ayrıca instagramda da Food Project adına Ayşe’nin harika paylaşımlarını takip edebilirsiniz.)


Öyle güzel ve şık şeyler vardı ki uzun zamandır sadece online kumaş alan beni bıraksalar dükkanı boşaltabilirdim. Şu fotoğraflarda gördüklerinizle sınırladım ama kendimi. Akşam eve geldiğimde de Funda’ya sözler verdim tamam yılbaşına kadar ev için hiç bir şey almayacağım falan diye ama gel görki geçen gün H&MHome’un kış sezonunu gördüm ve şimdilerde sözümden dönmenin planlarını yapmaya başladım bile.


H&MHome, Mall of İstanbul’da açıldı, evet bir çoğumuza epey uzak ama bir haftasonu gidilmeyecek yer de değil. Hem ben eminim kısa sürede daha yakın yerlerde de açılır. Gerçi benim teyzemin kızının evine çok yakın, yani her ona gittiğimizde tıka basa yemekten fırsat bulduğumuz anda burada alırız soluğu…

Eee ne diyelim vatana millete hayırlı uğurlu olsun… Haftasonunuz da neşe dolsun…




I've mentioned above about H&MHome lansman which I attended last week in Istanbul.

Yes, now, "H&MHOME" is in Turkey, this is a good news for us but it is dangerous for our wallets!!!  When I've been abroad, "H&M Home" was a place which I must stop. Range of products has increased with each passing year and I really love them.

You see some of my new H&M Home beauties on the images and I'm looking forward to winter season, as far as I see from their website, there are wonderful things for winter (especially for Christmas)...

So from now on, we are very happy that we can reach these beauties whenever we want.


I wish you have a lovely cosy and sweet weekend.










Haftasonu Kartı ve Başka bir sürü şey - Weekend Card and Many Other Things




Ne çabuk Cuma oldu! Bu hafta sadece  yarım gün şirket dışındaydım ondan sonraki iki gün ise harıl harıl çalıştım, hem şirketteki işler için hem de neredeyse 7 sayfa tutan, yaklaşık 14-15 soruluk bir röportaj için.

Bundan birkaç sene önce Stephanie Levy’nin “Creative Courage”   isimli e-kursundan bahsetmiştim burada. O kursa ilk dahil oluşumdu, ondan sonra geçtiğimiz bahar sezonunda da “Creative Courage-Spring “ kursuna katıldım. İlk kurs gerçekten dolu doluydu ve ufkumu açmıştı. 
Daha sonra Stephanie kurslarını sezonluk olarak vermeye başladı; Kış, ilkbahar, yaz ve sonbahar. Her mevsimi  iliklerimize kadar hissetmemizi sağlayan bir içeriği var kursun. Farkındalığı arttırıyor. Sonbahar fotoğrafları, harika tarifler, konuk röportajları, basit kendin yap projeleri, kitap ve dergi önerileri… 


İnanılmaz aktif bir facebook grubu var ayrıca, en başından beri kursa katılanların devamlı paylaşımlarda bulunduğu bir grup bu. Ben ne yazık ki fazla aktif olamıyorum facebook’ta ama her akşam mutlaka hızlıca bir bakıyorum. Farklı kültürlerden bir araya gelmiş bir sürü harika kadın, çoğu da sanatçı... Çok hoşuma gidiyor böyle değişik şeyler görmek, okumak, öğrenmek.



İşte bu sefer de sonbahar sezonundayız ve bu kurs dahilinde benim de röportajım (ya da ne denir bilemedim) yayınlanacak. Ben kimin, neciyim, blogumu ne zaman ne için açtım, sonbaharın bana hissettirdikleri, sevdiğim tarifler, yaşadığım şehir, yapmak istediklerim, hayallerim… İki gündür fırsat buldukça yazıyorum, daha doğrusu yazmaya  çalışıyorum. Bu ingilizceyle biraz zor oluyor çünkü.

Sırf bu sorulara cevap vermek bile benim kendi hayatım ve sonbahar  hakkında düşünmemi sağladı. Sakinlemeye ihtiyacım olduğunu, etrafıma daha dikkatli bakmam gerektiğini, hissetmenin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha anladım…



Gelelim Ananaslı salataya; geçtiğimiz cumartesi benim öğle yemeğimdi kendisi. Çok seviyorum değişik tarifler ve tatlar denemeyi. Bu salatayı “sisterMag”  da gördüm, hemen yapılacaklar listesine ekledim, hem kurs için de yeni bir tarif arıyordum, süper oldu anlayacağınız.  sisterMag bir dijital dergi, ne yazık ki ülkemizde şu sıralar yine bilmem hangi sebepten dolayı yasaklı bir site olan “issuu” dan takip edemiyoruz biz bu dergiyi. ( Bu devirde şu yasak konusunu da hiçbir zaman anlayacağımı sanmıyorum. Yasakların daha kışkırtıcı olduğunu, özgürlükleri kısıtladığını, farklı fikirlere tahamüllü törpülediği, tek tipliliğe sürüklediğini nasıl görmüyorlar, neyse) ( Bu post uğurlu geldi sanırım, site açılmış sonunda yaşasınnnnn. 20.09.2014) Onun yerine eğer iphone ya da ipad’iniz varsa buradan uygulamasını indirebilirsiniz. Bu sayısında Sevgili Silvia’nın harika paper cut’ları da var sırf onlar için bile eğer fırsatınız varsa indirin bakın bence bu dergiye.


Kısaca tarifi de vereyim zira çok uzadı bu yazı;

Malzemeler;
1 kutu ananas konservesi ( Ben tazesini kullandım)
2 küçük salatalık
½ beyaz soğan
Bolca taze nane yaprakları
1 yemek kaşığı konserve ananasın suyu ( Ben ballı limonlu hazırladım bu suyu)
2 yemek kaşığı zeytin yağı
Tuz ve pul kırmızı biber (Ben kırmızı biber kullanmadım)

Hepsini bir güzel karıştırıp hop hop yiyoruz. Ben tatlı ve tuzluyu bir arada yemeği çok sevdiğimden hoşlandım bu salatadan. Canlılık veriyor, çok da faydalı… Sever misiniz bilmem ama belki denemek istersiniz.

Haftasonunuz neşe içinde, güle oynaya geçsin…




I was very busy this week as usual but this time, I've prepared an interview for Stephanie's e-course which called "Creative Courage Autumn" beside my ordinary office works.

I had mentioned here about Stephanie Levy's e-course a few years ago. It was her first e-course and I've been so delighted to attended it.  It was a great guide for me, actually still it. Then,  Stephanie has prepared e-courses separately for each seasons. It was a great idea.
I've been involved this wonderful community last spring season again. It was an amazing experience for me. It absolutely provides awareness.

Creative Couragee-course is an international online course full of colorful, seasonal activities, motivational projects and  inspirational interviews with some successful artists, writers, designers, coaches and crafters who are thriving.

It has also a private Facebook group, it has been still going strong since the first e-course.  It has been a joy to see what everyone is collecting and noticing each season from all corners of the globe. Unfortunately I am not an active Facebook users because of my works but I'm trying to look at it every evening as best i can.

Let's talk about the pineapple salad. I found this recipe while I'm searching something new for sharing it with on Creative Courage Facebook Group in sisterMag. It is a digital magazine which I like so much. You can find it here and especially this issue is great because, there are many amazingly wonderful illustrations by lovely Silvia.

Ingredients;
1 can pineapple chunks in 100% pineapple juice ( I’ve prefered fresh pineapple)
2 cucumbers
½ white onion
1 cup fresh mint leaves
1 tablespoon pineapple juice, reserved from the canned pineapple ( I’ve prefered honey and lime juice)
1 tablespoon lime juice
2 tablespoon extra-virgin olive oil
¼ - ½ teaspoon crushed red pepper flakes ( I didn't use)
¼ teaspoon sea salt

Gently stir together all ingredients in a large bowl and eat with pleasure: )


Have an amazing and cheerful weekend.







Haftasonu Kartı ve Aloe vera'mız - Weekend Card and Our Aloe vera




Bu hafta pek sevimsiz geçti. Artık devamlı gözlük takmak zorundayım. Gözlükler , Progresif cam, yani uzak, orta ve yakın görüşlerin hepsi tek bir camda toplanmış durumda. Hafta başında yeni gözlükleri aldım taktım ama hala alışabilmiş değilim. Yer kayıyor, midem bulanıyor. Benim gibi hareketli biri için tam bir kabus. Sanki bir kapana kısılmış, hayatım kısıtlanmış gibi hissediyorum, gözlerim habire çerçevede! Onlara bakmasam alışacağım belki ama yazarken bile görüyorum onları, nasıl bakmayayım. Şahdım şahbaz oldum yani anlayacağınız. En az 15 gün hiç çıkartmadan takmam gerekiyormuş alışmam için, sonra istersem çıkartabilirmişim ama zaten ben istemeyecekmişim çıkartmayı!!! Bakalım göreceğiz.


Bir de dikkatimi çekti benden başka gözlük takan yok gibi!! Kızlar sizin gözleriniz bozulmuyor mu ya???  Ben hem yakını hem uzağı bir güzel benzetmişim… Neyse alışacağız artık, hem o kadar para verdik.  Canım pahasına korumam gerek bu gözlükleri, üzerine oturmam inşallah. Bundan önceki yakın gözlüklerini o şekil kırdım da!!!


Neyse bu fotoğraflar geçtiğimiz Pazar akşamüstüden, yeni aleo vera çiçeğimizi masada oturmuş dergiler arasında kaybolurken tam gözümün önüne koydum sonra da ayy harika diyip kaltım fotoğrafını çekmeye başladım. Umarım uzun bir hayat sürer evimizde. Biz çok sevdik…

Bu haftasonu için de planlarım var. İnşallah enerjim olur, içimden gelir ve çoşarım da ortaya içime sinen birşeyler çıkar…

Herkesin haftasonu bol enerjik ve neşe dolu geçsin…




This week was very strange for me! I have a new glasses which called progressive glasses and I still am not able to use it.. I know, I need more time and I should use it continuously for at least 15 days.
I feel restricted myself and it is very difficult for someone like me hyper active!!!
Anyway, I'll eventually get used to it...


These images were taken last Sunday. While I was reading my lovely magazine,
My eyes were fixed to our new Aloe vera and I started taking photos of it. I hope it lives very long with me...

I have many plans for this weekend and hopefully I can find myself enough energy.


I wish all of you have an amazing and enegetic weekend...







Bugün Bunu Sevdim - Today Liked This - Beautiful 1-Room Apartment



Lisa’nın evini ilk Mollie Makes Home’un 2. sayısında görmüştüm.  Tek tek tüm ayrıntıları inceledim evdeki. Küçücük bir yer ama öyle kişilikli, öyle huzurlu, öyle hayallerimdeki ev ki durup durup bakıyorum, her baktığımda yeni bir detay keşfediyorum.

Eskiden daha çok farklı evleri burada paylaşırdım, belki o zamanlardan hatırlayanlar olur, benim en çok sevdiğim ; duvarların olmadığı, her şeyin tek bir alanda toplandığı mekanlar…

Bu evde beni en çok cezbeden şey de bu oldu. Camın önündeki çalışma masası, arkadaki yatak, bu odaya açılan küçücük ama sevimli mutfak, yemek masasının olduğu bölüm… Herşey elinin altında…

Hele diğer aksesuarlar, bardak, çanak, sandalye, aydınlatmalar, yeşillikler… Hepsi hepsi bir içim su…
Günün birinde böyle yeşilliklere bakan bir masada oturup bir yandan kahvemi yudumlarken bir yandan da bir şeyler dikmek için gerekeni yapacağım! Eyy kader, ağlarını ona göre ör…

Bu arada Lisa  Marie Anderssoon Göteborg, İsveç’te yaşayan bir dizaynır… Markasının adı ; “Up The Wooden Hills”. Bu markayı, tasarladığı el işi kıyafetler için yaratmış ama son zamanlarda daha çok kağıttan süsler yapıyor. .. Ne zevkli değil mi??

Fotoğraflar ise Sofia Byström ‘e ait. Onun bloğuna da bir göz atın, gününüz şenlensin…


I had seen Lisa's home in 2. issue of " Mollie Makes Home " last year... Since that time, I have been following her blog with a great pleasure and I love every detail on her home...

It is a small apartment in Gothenburg, Sweden and it is full of many pretty details... Especially I like the working place in front of windows, lovely bed, small kitchen and all the accessories... Everything is so beautiful is not it?

Lisa Marie Andersson is a Gothenburg based designer behind the paper label Up The WoodenHills...  She designs the patterns, prints, folds and assembles every origami and paper product...


And all images were taken by Sofia Byström.. You should look at her blog also.. It is great...





















Haftasonu Kartı - Happy Weekend Card






Bu hafta inanılmaz yoğundu, kendi kendime söz vermiştim daha çok post  hazırlayacağım blog için diye ama olmadı… Neyse sağlık olsun, hoşluk güzellik olsun, gönüller bir olsun…
Haftasonunuz çiçek gibi geçsin…

Bu arada yoğunluktan bir önceki postta yaptığınız harika yorumlara cevap bile yazamadım. Herkese çok çok teşekkür ederim…



I was very very busy this week. I had given a promise to myself to sharing more post on my blog but I could not... Anyway, I hope the next weeks I can be more organized...

I wish all of you have an amazing weekend... 






Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...